Nadir Şah’ın ölümünün ardından İran’ı yöneten Türkler kontrolü sağlamakta zorlanmaya başladılar. İktidar mücadelesinin yanına iç isyanlar da eklenince İran’a kaos hakim oldu. 18. yüzyılın sonunda Kaçarlar bu karmaşaya son verdi. Fakat devlet güçsüz düşmüştü ve o arada Kafkaslar’daki topraklarına göz diken bir düşman peydah olmuştu: Çarlık Rusya’sı.
Ruslar bağımsızlıklarını elde etmelerinin ardından çok yönlü bir genişleme stratejisi belirlediler. Çünkü büyümezlerse küçüleceklerine inanıyorlardı. (Bu inanç halen sürmektedir, canlı örneğini Ukrayna'da görüyoruz.) Dört yana genişleme stratejileri çok basitti: Neresi zayıflarsa oradan saldır. Avrupa karışınca Polonya üzerinden Avrupa’ya, Osmanlı güç kaybedince Balkanlar ve Kırım’a böylece saldırdılar.
1800'lü yılların başında Kafkasların çoğunluğunu elinde bulunduran İran Türklüğü güç kaybetmişti ve “ayı” kış uykusundan uyanarak saldırıya geçti.
19. yüzyılın başından itibaren Kaçar yönetimi altındaki topraklara çöreklenen Ruslar bazen hızlı bazen yavaş bir şekilde Kafkasların kuzeyini ele geçirdi. 1813’te imzalanan Gülistan Antlaşması’yla da kazanımlarını garantiye aldı.
Kaçarlar bu durumdan rahatsızdı. Ruslar da yeni akınlarla Kafkasların güneyini tehdit ediyorlardı. Amaçları Hazar Denizi’nin kontrolünü ele geçirmek ve bu yolun güvenliğini Kafkaslar üzerinde almaktı. Çıkar çatışması ikinci bir savaşı zorunlu kılıyordu.
1826’da kılıçlar çekildi. İki yıla yakın zaman da kınlarına sokulmadı. Sonuçta yine Ruslar kazandı.
Moskova’ya akın düzenlemek için yola çıkan Kaçarlar, Kafkasların tamamını kaybetti. Hatta barış müzakereleri sürerken bir kısım Rus birlikleri Tebriz’e girmişlerdi. Bu şartlar altında Türk tarihinin en rezil antlaşmalarından birisi Kaçarlar tarafından imzalanmak zorunda kaldı. Bu antlaşma Bozkuş Dağı’nın eteklerindeki bir köyde imzalanmıştı: Türkmençay.
İsmini müzakerelerin yapıldığı köyden alan Türkmençay Antlaşması, 10 Şubat 1828 tarihinde Çarlık Rusyası ile Kaçar Hanedanının yönetimi altındaki İran arasında imzalanmıştır. (Protokolün ekleriyle beraber nihai onanma tarihi ise 29 Temmuz 1828’dir.) Antlaşma Rusça ve Farsça iki nüsha olarak imza edilmiştir.
Türkmençay Antlaşması Sovyet Rusya ile yine Kaçar Hanedanı yönetimindeki İran arasında 26 Şubat 1921’de imzalanan “karşılıklı tanınma” antlaşmasının 11. maddesiyle geçersiz kılınmıştır. 93 sene yürürlükte kalan bu antlaşma geçersiz kılınsa da bugün dahi Kafkaslar’da yaşanan birçok problemin ana kaynaklarından birisini teşkil etmektedir.
Türkmençay Antlaşması ile Rusya Hazar Denizi’nin kontrolünü ele geçirmiştir. Bu kontrolü sürdürebilmek ve Kafkaslardan yönelecek tehditleri kesebilmek amacıyla bölgede bugün Ermenistan olarak bilinen devletin nüvesini oluşturmuştur. Ermenilerin Hristiyan ve aynı zamanda Rus dostu oluşları Kafkaslara hakim olan Müslüman-Türk nüfusa ket vurma amacıyla kullanılmalarına sebep olmuş; bereketli topraklarda imtiyazlı bir şekilde oturma isteğiyle olacak Ermeniler bu duruma ses çıkarmak bir yana gayet memnun kalmışlardır.
Fakat Türkmençay’ın esas yıkıcı etkisi Azerbaycan Türklüğü üzerinde olmuştur. Her ne kadar Türk (Kaçar) bir hanedan tarafından yönetiliyor olsa da artık bir Fars devleti görüntüsü veren İran ile 3. Roma iddiasıyla meydana atılan Rusya, Azerbaycan Türklerinin kaderini tayin etmiştir. Bu antlaşmayla Azerbaycan, resmi olarak Kuzey ve Güney diye bölünmüştür. Kuzey Azerbaycan Rus, Güney Azerbaycan ise Fars hegemonyasında kalmıştır.
Kuzeydeki Rus hakimiyeti 1918’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla sekteye uğrasa da 1920’de tahkim edildi. Kuzey Azerbaycan bağımsızlık için 1991 yılını beklemek zorunda kaldı. Bağımsızlığa rağmen, Rusya’nın desteklediği Ermenistan Devleti Kuzey Azerbaycan’ın bir kısım topraklarını halen işgal altında tutmaktadır.
Güney Azerbaycan ise 1828’den 1920’lere dek İran hakimiyetinde ama Rus etkisinin de sürdüğü bir cenderede kaldı. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Rus etkisinin azalması ve İran’ın iç karışıklıklarından istifadeyle bağımsızlık çalışmaları yürütülse hatta kısa süreli bir devlet dahi kurulsa da Güney Azerbaycan İran sınırlamasından kurtulamadı. 2. Dünya Savaşı’nın bitimiyle birlikte aynı çabalar canlanıp kısa süreli bir hükümet tesis edilse de, fazla sürmeden tarihten silindi. İran hegemonyası günümüzde de sürmektedir.
Güney ve Kuzey Azerbaycan dolayısıyla Kafkas Türklüğü, bu vesilesiyle de Türk Dünyası açısından kritik bir önemde bulunan 16 maddeden müteşekkil Türkmençay Antlaşması’nın tam metnini dikkatinize sunuyorum:
Madde 1: Rusya İmparatoru Hazretleri ve İran Şahı Hazretleri arasında, onların mirasçıları ve taht varisleri, onların devletleri ve karşılıklı surette tebaaları arasında bundan sonra ebedi barış, dostluk ve tam antlaşma olacaktır.
Madde 2: Rusya İmparatoru Hazretleri ve İran Şahı Hazretleri saygıyla kabul ederler ki, anlaşmaya varan taraflar arasında meydana gelmiş ve bugün sona ermiş savaşla Gülistan Antlaşması’nın yürürlüğünden doğan karşılıklı yükümlülükler de sona ermiştir. Taraflar mezkur Gülistan Antlaşması’nı Rusya ve İran arasında yakın-uzak geleceğe barış ve dostluk ilişkileri tesis edecek bugünkü şartlar ve kararlarla değiştirmeği gerekli bulmaktadırlar.
Madde 3: İran Şahı Hazretleri kendi adına ve kendi mirasçıları ve varisleri adına Aras Nehri’nin her iki sahili üzerinde bulunan İrevan Hanlığı’nı ve Nahçivan Hanlığı’nı Rusya İmparatorluğu’nun tam mülkiyetine devredecektir. Şah Hazretleri bugünkü anlaşmanın imzalanmasından itibaren altı aydan geç olmayarak, yukarıda adları geçen her iki Hanlığın da yönetimindeki tüm arşivler ve kamu belgelerini Rusya yönetimine teslim etme vaadinde bulunur.
Madde 4: Tarafların rızasıyla her iki devlet arasında sınırlar aşağıdaki şekilde belirlenmiştir: sınır hattı Türkiye topraklarının ucundaki Küçük Ağrı’nın zirvesinden kenarda düz istikamette en yakın noktadan o dağların zirvesinden geçer; buradan eğilimle Ağrı dağının güney tarafından akan Aşağı Karasu çayının yukarılarına denk gelir, sonra sınır hattı o çayın akarı üzerindeki Şerur’un Aras’a döküldüğü yere dek devam eder. Bu mıntıkadan Abbasabad kalesine dek Aras Nehri’nin yatağı doğrultusunda devam eder. Burada kalenin Aras’ın sağ sahilinde yerleşen yabancı istihkamlar yanında 1/2 “Rus versti” eninde bütün istikametlerde çevrelenecek ve o çevredeki toprak alanı büsbütün Rusya’ya ait olacaktır ve bugünden itibaren iki ay içinde kesinlikle ayrılacaktır. Sınır hattı o yerden, belirtilmiş çevrelemenin doğu tarafından Aras’ın sahiline birleştiği yerden itibaren bir daha nehrin yatağıyla Yeddibulag’a uzar. Burada İran toprakları Aras Nehri yatağı boyunca 21 “Rus versti” uzayacaktır. Sonra sınır Muğan ovasıyla Bolgarçay’a dek, Adınabazar ve Sarıkamış çaylarının birleşmesinden 21 “Rus versti” aşağıdaki topraklara gider. Sınır buradan Bolgarçay’ın sol sahili ile yukarı, adları zikredilen küçük Adınabazar ve Sarıkamış çaylarının birleştiği yere dek, sonra Doğu Adınabazar nehrinin sağ sınırı üzere onun yukarılarına dek devam eder, buradan ise Cikoir yüksekliğinin zirvesine dek devam ki, o yükseklikten Hazar Denizi’ne dökülen bütün sular Rusya’ya ait olacaktır, İran tarafa akan bütün sular ise İran’a ait olacaktır. Burada iki devlet arasındaki sınır dağ zirveleriyle belirlenir. Karara alındığı üzere onların Hazar Denizi’ne doğru inişi Rusya’ya ait olacaktır, diğer taraftaki inişi ise İran’a aittir. Cikoir yüksekliği zirvesinden, Talış’ı Erş bölgesinden ayıran dağlar üzere Gemerkuh’un zirvesine dek geçer. Suların akarını iki yere bölen dağların başı, yukarıda Adınabazar’ın yukarı akarı ve Cikoir zirvesi arasındaki alanla ilgili ifade edildiği üzere, burada da ayrıca sınır hududunu oluşturacaktır. Sonra sınır hattı suların akarına ait yukarıda yer alan kurallara kesintisiz uymakla Gemerkuh’un zirvesinden Züvand ve Erş bölgelerini ayıran dağ silsilesi üzere Velgic dairesinin sınırlarına dek uzayacaktır. Böylelikle adı geçen dağın zirvesinden karşı tarafta yerleşen kısmı istisna olmakla Züvand bölgesi Rusya’ya katılacaktır. Her iki devlet arasındaki sınır hattı su akınının yukarıda geçen kuralarına daim uygun olarak, Velkic bölgesi sınırından Kloputa’nın zirvesi ve Velkic bölgesindeki dağların ana silsilesi üzere Astara çayının kuzey başlangıcına dek, buradan o çayın yatağı boyunca Hazar Denizi’ne döküldüğü yere dek devam edecektir ve burada da Rusya topraklarını İran’dan ayıracak sınır hattı bitecektir.
Madde 5: İran Şahı Hazretleri Rusya İmparatoru Hazretlerine samimi dostluğunun ispatı olarak, bu maddeyle gerek mirasçıları ve İran tahtının varisleri adına, yukarıda belirtilmiş sınır hattı arasında ve Kafkasya sıradağları ve Hazar Denizi arasında yer alan tüm toprakların ve tüm adaların, bununla birlikte söz konusu memleketlerde yaşayan tüm göçebe ve diğer halkların ebediyen Rusya İmparatorluğu’na ait olduğunu görkemli bir şekilde tanır.
Madde 6: İran Şahı Hazretleri her iki devlet arasında meydana gelmiş savaşla Rusya İmparatorluğu’nun uğradığı büyük miktarda zarara, ayrıca Rusya tebaasının uğradığı kurbanlara ve kayıplara saygı göstergesi olarak, onların karşılığını para tazminatıyla karşılamayı üstlenir. Sözleşme tarafları o mükafatın meblağını on kuruş tümen raice veya yirmi milyon gümüş manat olarak kararlaştırmıştır. Zamanı, ödeme şekli ve güvencesi ise bu anlaşmaya dahil edilebilecek özel anlaşmada kararlaştırılmıştır.
Madde 7: İran Şahı Hazretleri oğlu Şehzade Abbas Mirza’yı kendi mirasçısı ve tahtın varisi tayin etmek iltifatında bulununca, Rusya İmparatoru Hazretleri dostluk ilişkilerini ve bu varislik kuralının tasdikine yardım etmek arzusunu açık şekilde ispatlamak için bundan sonra Şehzade Abbas Mirza Hazretleri’nin simasında İran tahtının mirasçısı ve varisini, onun tahta çıkmasından sonra ise onu o devletin kanuni hükümdarı olarak kabul etmek yükümlülüğünü üstlenir.
Madde 8: Rusya’nın ticaret gemileri, önceki kaideler üzere Hazar denizinde ve onun sahilleri boyunca serbest seyrüsefer etmek hakkına sahiptir; gemi kazası durumlarında İran’da onlara her tür yardım edilecektir. Bu şekilde İran ticaret gemilerine de Hazar denizinde önceki kaideler üzere seyrüsefer etme ve Rusya sahillerine yer alma hakkı verilir ve orada gemi kazası durumlarında onlara karşılıklı surette her türlü yardım gösterilecektir. Savaş gemileri konusuna gelince, eskiden olduğu gibi sadece Rus askeri bayrağı altında olan savaş gemileri Hazar denizinde yüzebilirler. Bu nedenle istisnai hukuk bugün de onlara tanınmıştır ve taraflar onaylar ki Rusya dışında hiçbir devletin Hazar denizinde savaş gemileri bulunamaz.
Madde 9: Rusya İmparatoru Hazretleri ve İran Şahı Hazretleri her şekilde onlar arasında bu kadar mutlulukla elde edilmiş barış ve dostluğu tesis etmeyi arzulayarak, geçici talimatların yerine getirilmesi veya daimi kılmak için birbirlerine gönderilecek sefirlerinin, bakanlarının ve maslahatgüzarlarının, onları birleştiren samimi dostluğa ve yerel adetlere uygun olarak ihtiramla kabul edilmesini karşılıklı surette reva bilirler. Özel protokolle tarafların uyması için bu içerikte merasim kararlaştırılacaktır.
Madde 10: Rusya İmparatoru Hazretleri ve İran Şahı Hazretleri her iki devlet arasında ticaret ilişkilerinin yeniden başlatılması ve genişletilmesini barışın tesis edilmesinin en hayırlı sonuçlarından biri olarak addettikleri için tam karşılıklı rızaya dayanarak hüküm vereceklerdir ki; ticarete hakemlik edilecek ve karşılıklı surette tebaanın güvenliğine ait olan bütün emirler mutlulukla düzene sokulacak ve onlar onu karşılıklı surette müvekkiller tarafından imzalanacak bu barış anlaşmasının bir kısmı addedilen ve ona ilave edilen özel belgeyle açıklayacaklardır. İran Şahı Hazretleri, önceleri olduğu gibi Rusya’ya ticaretin yararına, gereken her yere konsolosluk ve ticaret temsilcileri atamak hakkı verir ve her ikisinin maiyetinde on kişiden fazla olmayacak konsolos ve temsilcileri, rütbelerine uygun onur ve üstünlüklerinden yararlanmaları için himaye etme yükümlülüğünü üstlenir. Rusya İmparatoru Hazretleri İran Şahı Hazretlerinin konsolos veya ticaret temsilcilerine ilişkin kararına tam uyulması vaadini verir. İran hükümetinin Rusya temsilcisi veya konsolosuna gerekçeli şikayeti olarsa, Rusya nazırı veya onun Şah Hazretleri sarayı yanında işler müvekkili veya onların doğrudan reisi kendi mülahazasına göre suçluyu vazifesinden uzaklaştırabilir ve bu göreve geçici olarak başka bir şahsı atabilir.
Madde 11: Karşılıklı surette tebaanın tüm talepleri ve savaşla durdurulmuş diğer işler barış tesis edildikten sonra adil bir şekilde onarılacak ve çözülecektir. Karşılıklı şekilde tebaanın kendi aralarında bu veya diğer hükümetin hazinesine anlaşma yükümlülükleri derhal ve tam şekilde sağlanacaktır.
Madde 12: Barışa varmış taraflar tebaanın çıkarı için kendilerinin umumi rızasıyla karşılıklı şekilde aşağıdakileri kararı almışlardır: Onlardan Aras’ın her iki tarafından taşınmaz mülkiyete sahip olanlara, mülkiyetlerini satmak için üç yıl süre verilecektir. Fakat Rusya İmparatoru Hazretleri ona ait olduğuna göre, eski İrevan serdarı Hüseyin Han’ı, kardeşi Hasan Han’ı ve Nahçivan eski hükümdarı Kerim Han’ı bu iltifatlı ferman dışında tutar.
Madde 13: Sonuncu veya bundan önceki savaş sırasında esir alınmış her iki tarafın bütün savaş esirleri, bununla beraber her iki hükümetin ne zamansa esir düşmüş tebaası karşılıklı olarak serbest bırakılmalı ve dört ay içinde iade edilmelidir. Esirlerin yiyecek ve diğer yaşamsal ihtiyaçları karşılanmalı ve onları kabul etmek ve sonraki yaşam yerine gönderme emri vermek için her iki taraftan ayrılmış komiserlere vermek için Abbasabad’a gönderilecektirler. Anlaşmaya varan taraflar her iki taraftan esir düşmüş fakat bulundukları yerin uzaklığına veya diğer bir nedene veya duruma göre belirtilmiş müddette iade edilemeyecek tüm savaş esirlerine, ayrıca Rusya ve İran tebaasına bu şekilde muamele yapacaklardır. Her iki devlet bunların her zaman talep edilmesinde kendine mutlak ve sınırsız hak verir ve esirler tespit edilirse veya onlarla ilgili talepler alınırsa karşılıklı şekilde iade edeceklerini taahhüt ederler.
Madde 14: Anlaşmaya varan taraflardan hiçbirisi sonuncu savaşın başlanmasına dek veya o dönemde diğeri tarafına geçmiş firarların ve ihanet etmişlerin iadesini istemeyecektir. İran hükümeti bu mültecilerden bazılarının ve onların eski yurttaşlarının veya hakimiyeti altında bulunanların garazlı ilişkilerinden karşılıklı surette meydana gelebilecek zararlı sonuçları önlemek için bugün veya sonraları Rusya hükümetinin isimlerini belirttiği şahısların Aras’la Çara Nehri’nin, Urmiye gölünün ve Kızılüzen çayının Hazar Denizi’ne döküldüğü yer arasında tesis ettiği huduttaki topraklarında olmasını yasaklayacağı yükümlülüğünü kabul eder. Rusya İmparatoru Hazretleri kendi tarafından İran mültecilerinin Karabağ ve Nahçivan Hanlıklarında ve İrevan Hanlığı’nın Aras Nehri’nin sağ sahilinde yerleşen bölmesinde yurt edinmesine veya yaşamasına herhangi bir kararda izin verilmeyeceğini vaat eder. Fakat sadece resmi rütbe taşıyan veya belli makam sahibi olan şahıslara; özel temsilcileri, nasihat ve gizli ilişkileriyle geçmişte onların idaresinde veya hakimiyeti altında bulunmuş önceki yurttaşlarına zararlı etki gösterebilen han, bey ve dini makamlar veya mollalarla ilgili bu şart geçerlidir ve geçerli olacaktır. Genel olarak her iki devletin sakinlerine gelince, taraflar her iki tarafın bir devletten diğerine geçmiş veya bundan sonra geçecek tebaasının onların geçtiği hükümetin izin verdiği her yerde yurt edinebilecekleri ve yaşayabileceklerine dair karara varırlar.
Madde 15: Şah Hazretleri kendi devletine asayişi geri getirmek ve tebaasından bugünkü anlaşmayla bu kadar mutlulukla sona ermiş savaşta yaşanmış faciaları daha da artırabilen her şeyi bertaraf etmek gibi hayırlı, kurtarıcı niyetle hareket ederek, Azerbaycan adlı vilayetin tüm ahalisini ve memurlarını büsbütün ve tam bağışlar. Hangi makama sahip olmasına bakılmaksızın hiç kimse kendi hareketine veya savaş boyunca veya Rus Ordusunun adı geçen vilayeti geçici olarak işgal ettiği sırada davranışına göre takip, dini inancına göre aşağılamaya maruz bırakılmayacaktır. Bunun dışında o memur ve sakinlere bu günden itibaren kendi ailesiyle birlikte İran vilayetinden Rusya’ya serbest geçmek, hükümet ve yerel yöneticilerin herhangi bir engeli olmadan onların satılık malına veya mülkiyetine ve eşyalarına gümrük ve vergi uygulanmadan taşınan mülkiyetini götürmek ve satmak için bir yıl zaman tanınır. Taşınmazlara gelince, satılmaları veya şahısların kendi iradeleriyle tasarrufta bulunmaları için beş yıllık bir süre belirlenir. Fakat bu bağışlanma burada geçen bir yıllık süre sona erene dek mahkeme cezası düşen suçlu veya suç işlemiş şahıslara uygulanmaz.
Madde 16: Müvekkiller bu barış anlaşması imzalandıktan sonra, karşılıklı şekilde ve acil olarak, askeri operasyonların düzenlenmesine ilişkin her yere haber ve gereken fermanları iletmelidir. Aynı içerikte iki nüsha olarak düzenlenmiş, her iki tarafın müvekkilleri tarafından imzalanmış, onların armalı mühürleriyle onaylanmış ve karşılıklı olarak birbirilerine verilmiş bu barış anlaşması Rusya İmparatoru Hazretleri ve İran Şahı Hazretleri tarafından tasdik edilmeli ve onanmalı ve onların imzaladığı onama metinleri törenle her iki tarafın müvekkilleri tarafından dört ay içinde veya mümkün oldukça kısa sürede değiş-tokuş edilmelidir. Şubat ayının 10’unda İsa’nın doğumunun 1828. yılında Türkmençay köyünde imzalanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder