Modern dönemin kendine has Rus Çarı Putin, her çar gibi, yeni topraklar fethetme derdinde. Bu amaç doğrultusunda ordusunu Ukrayna'ya soktu ve hâlen devam eden bir işgal harekâtı başlattı. Tarihe meraklı olduğunu Ukrayna'yı işgal etmeden önce yaptığı konuşmadan ve ondan neredeyse dokuz ay evvel yazdığı "Rusların ve Ukraynalıların Tarihî Birliği" başlıklı makalesinden bildiğimiz Putin, acaba kendisini Rus tarihinden kiminle özdeşleştiriyor veya kiminle birlikte anılmak istiyor? Rusya, tıpkı bizim gibi, tarihi bereketli bir memlekettir. Bu yüzden alternatifler çeşitlidir; dolayısıyla yapılan yorumlar da muhtelif olmak mecburiyetindedir. Ben bu yazıda kendi kanaatimi açıklayacağım.
Bence Putin, Aziz Vladimir olmak istiyor. Peki kim bu Aziz Vladimir? Bu sorunun cevabı için Akdes Nimet Kurat'ın hâlen aşılamamış olan muhalled eseri Rusya Tarihi'ne müracaat ettim. Bu kitabın 27-35. sayfaları arasından özetleyerek aktarıyorum.
Aziz Vladimir'in Hayatı
Soyu kuzeyli Normanlara dayanan ve "Vareg-Rus" diye tabir olunan bir ailenin evladı olan Vladimir; babası öldüğünde kuzeydeki Novgorod'un kneziydi. İki ağabeyiyle girdiği kanlı bir taht mücadelesinin sonucunda, o zamanki "devletin" başkenti olan Kiev'i ele geçirdi. (980) Henüz efendi kabul etmeye hazır olmayan yerli Slav ahalinin isyanlarını bastıran Vladimir, Vistül havzasındaki Lehlerin (Polonyalı) üzerine yürüdü ve bazı şehirleri ele geçirdi. Ardından İdil (Volga) Nehri çevresinde yerleşen Bulgarlara sefer açtı.
Vladimir; 988 veya 989 tarihinde ise Rusya tarihini değiştiren bir iş yaptı ve Hristiyan oldu. Aslında büyükannesi Olga ve Kiev ahalisinin bir kısmı daha evvel Hristiyanlığı kabul etmişlerdi. Fakat Vladimir'in bu dine girişi şahsî bir şey değil, kitlelerin de uymak zorunda bırakıldığı bir emirdi.
Dönemin büyük gücü Doğu Roma'nın (Bizans), Ortodoks Hristiyanlığı yayma faaliyetinin bir neticesi olan bu karar şöyle gelişti: Bizans tahtında oturan 2. Basil iç isyanlarla boğuşuyordu. Bilhassa ticaret vasıtasıyla iyi ilişkiler tesis ettiği Kiev Knezi Vladimir'den yardım istedi. Karşılığında kız kardeşini ona vermeyi vaat etti. Vladimir bu teklifi kabul etti ve Rus kuvvetleri Anadolu'ya giderek isyanın bastırılmasına yardımcı oldu. İsyan sönünce imparator sözünden döndü. Bunun üzerine Vladimir, Bizans'ın Kırım'daki topraklarına saldırdı ve en mühim Bizans şehri olan Chersones'i (Korsun) ele geçirdi. Zor durumda kalan imparator müzakereye girişti ve Vladimir'e "eğer hristiyan olursa kız kardeşi olan prensesi ona vereceğini" söyledi. Vladimir de bunun üzerine hristiyan oldu ve Kiev Rusya'sının Hristiyanlığa geçişini sağladı.
Prenses Anna İstanbul'dan gelirken yanında Rum papazlarını da getirdi. Knez Vladimir ve drujinası (askerleri) vaftiz edildiler ve Kiev ahalisi de yeni dini kabule zorlandı. "Bu suretle Kiyef Rusyası 11. yüzyıla girmeden bir hristiyan memleketi oldu."
Rusya'nın Hristiyanlığı, Bizans'tan yani Ortodokslardan, alması bu memleketi Bizans kültür havzasının içine soktu. (Dolayısıyla Katolik olan Batı'yla ciddi bir farklılık yarattı) Vladimir'in Hristiyanlığı kabulüyle Kiev'de, İstanbul'daki Patrikhane'ye tâbi bir metropolitlik teşkil edildi.
Yeni dinin kabulü şunlara sebebiyet verdi: Ortodoksluğun hükümdarın kuvvetini artıran yetkileri sayesinde, Kiev Knezi'nin otoritesi arttı. Yerli Slavlar ve kuzeyden gelen Vareg-Rus ahali aynı dine inanmaya başladı, dolayısıyla kaynaşma sağlandı. (Bu kaynaşma Rus milletini yarattı.) Kiev'in ardından, bu knezliğin nüfuz sahasında bulunan bütün şehirler Hristiyanlığı kabul etti. Böylece Kiev, diğer şehirler nazarında yalnızca siyasi değil, aynı zamanda dini bir merkez hâlini aldı. Yeni dinin gereği olarak açılan manastırların aynı zamanda birer çiftlik olması sayesinde Rusya'da yeni usûl toprak işletme şekilleri uygulandı, ekonomi canlandı. Kiliseye bağlı olanların hukuku, Bizans'ta neyse, Kiev'de de öylece kabul edildi. O zamana kadar hukukun ilkelerinden pek haberdar olmayan bu insanlar, böylece kanun esaslarıyla tanıştılar. Kimi kilise yasalarının idari düzenlemeler de içermesi, Rusya'nın gelecekte kuracağı hukuk düzeninin temelini attı.
O zamana kadar bir yazı diline sahip olmayan Ruslar, Hristiyanlığa geçiş sayesinde alfabe sahibi oldular. Selanikli rahip Konstantin Krill tarafından Balkan Slavlarını Hristiyan yapabilmek amacıyla hazırlanan ve rahibin adıyla (Krill) meşhur olan alfabe Yunan harfleri esas alınarak hazırlanmıştı. Daha evvel Balkan Slavları için hazırlanan dini kitaplarla birlikte Krill alfabesi Rusya'ya geldi. Kilise dili ise Slavcaydı. Bu sayede millî dil kuvvetlendi ve çok geçmeden manastırlarda ilk dinî-edebî eserler yazılmaya başlandı.
Büyük kiliseler yapmak için getirilen Rum ustalar, Rus mimarisinin temelini atarken, mimarî zevkini de şekillendirdi. Çok sürmeden yetişen Rus mimarlar ve ikon yapan ressamlar, Rusların güzel sanatlarla tanışmasına vesile oldu. Kiliselerde yüksek zümrenin çocukları için açılan mektepler, Rus eğitim sisteminin temelini oluşturdu.
Rus tarihinin büyük simalarından sayılan ve destanlarda "parlak Vladimir" diye anılan knez, Ortodoks Kilisesi tarafından da "aziz" ilan edildi. (Vladimir Svyatoy - Aziz Vladimir)
980'de Kiev Knezi olan Vladimir, 1015 senesinde öldü.
Hangi Vladimir?
Bugün hem Rusya hem de Ukrayna'da aziz kabul edilen Vladimir'in ismi birçok erkek çocuğuna verildi. Bunlardan birisi de son Rus Çarı Vladimir Putin'dir. Ukrayna'yı işgalini haklı göstermek amacıyla yaptığı konuşmada, Ukrayna ve Rusya kiliselerini birleştirme hedefinden de bahseden, "Rus şehirlerinin anası" Kiev'e doğru yürüyen ve Rusya'nın gelecek nesillerine takip etmeleri gereken hedefler veren Putin, benim kanaatıma göre, ikinci "Aziz Vladimir" olmaya gayret ediyor.
Olabilir mi olamaz mı, bunu zaman gösterecek. Ama ufak bir bilgiyi dipnot olarak düşmem gerekiyor: Vladimir'in Ukrayna'da da aziz kabul edildiğini ve erkek çocuklarına isim olarak verildiğini söylemiştim. Bunun bir misali de, Yahudi bir aileden gelmesine rağmen, Vladimir Zelenski'dir. Bakalım, kardeş kavgasının yanında, iki Vladimir'in kayıkçı kavgasını kim kazanacak? Kiliseleri beni alakadar etmez ama tarih hangisine "azizlik" payesini verecek? Yaşarsak, göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder