Amerikan siyasetinin "İf by whiskey" kalıbına değinmiştik. Bunun Türk siyasetindeki karşılığı ne olabilir diye düşündüm. Aslında birçok klişe var ama bugün ben "Gerçek ... bu değil" cümle kalıbını yazı konusu edeceğim.
Gündemde hangi mefhum tartışılıyorsa, birileri meydana atılıyor ve bağırmaya başlıyor: "Gerçek ... bu değil!"
Mesela AKP iktidarıyla zirveye çıkan bir kalıp: "Gerçek İslam bu değil".
Basit bir Google taramasıyla bulduğum üç örneği sunayım:
1-Maryland Üniversitesi Müslüman Merkezi Danışmanı Zuhurudeen, "ABD'de farklı kökenden gelen insanlara her zaman öteki gözüyle bakılıyor. Ancak biz insanlara gerçek İslam'ın ne olduğunu anlatmalıyız." dedi. (31.12.2018 / Anadolu Ajansı)
2-Bir zamanlar İslam karşıtı Hollandalı siyasetçi Geert Wilders’in sağ kolu olan ve geçen hafta İslam’a geçtiği ortaya çıkan Joram van Klaveren, hikâyesini Hürriyet’e anlattı ve “Bana anlatılan gerçek İslam değilmiş” dedi. (14.2.2019 / Hürriyet)
3-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, İslamiyet'e dil uzatan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a tepki göstererek, "onun gibilerin insanları uyuşturduğunu ve gerçek İslamiyet'ten soğuttuğunu" ifade etti. (7.10.2020 / Haber Ne Diyor isimli internet sitesi)
Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisi olan milliyetçilik de hayli tartışılıyor. "Gerçek milliyetçilik bu değil" kalıbıyla ilgili de üç örnek sunuyorum:
1- "Gerçek milliyetçiler olarak biliyoruz ki, azgın milliyetçiliğin gücü blöften ibarettir. Sözleri ve hareketleri palavradır." (Tuğrul Türkeş'in "Azgın Milliyetçilik" isimli yazısı. TÜDEV internet sitesi, 17.1.2021)
2- Ali Babacan: "Gerçek milliyetçilik bu ülkenin vatandaşlarının alın teriyle birikmiş vergilerini lükse, şatafata harcamak değildir." (21.11.2020 )
3- AK Parti Milletvekili Adayı Mehmet Özhaseki, Develi’de katıldığı bir programda hamaset yapmak ve nutuk atmakla milliyetçi olunamayacağını söyledi. Gerçek milliyetçiliğin hizmet ederek bu milletin başını dik tutmak olduğunu ifade eden Özhaseki, “Bu ülke milliyetçilik nutukları atıp da bu milleti mahvedenlerden çok çekti” dedi. (2.6.2015 / Milliyet)
Berlin Duvarı'yla beraber sosyalizm de çöküşe geçince bundan kaçınmak isteyen kimi sosyalistler "gerçek sosyalizm bu değil" diye meydana atılmışlardı. Fakat bu tartışmalar internet öncesi dönemde yapıldığından ve çalışmamız yalnızca internet aramalarıyla süslenen basit bir yazı olduğundan böyle bir tartışmanın varlığından sizleri haberdar etmek haricinde bir şey yapamıyorum.
"Kendimize has" bir demokrasiyi benimsediğimiz için tabii ki "gerçek demokrasi bu değil" kalıbımız da mevcut. Buyurun üç örnek de burada:
1- "Gerçek demokrasi, gerçek hukuk devletidir. Gerisi, sözden öteye gitmez, geçmez." (Yekta Güngör Özden'in, Gerçek Demokrasi başlıklı yazısı. 11.12.2017, Sözcü Gazetesi)
2- "Bütün bu sorunları düzeltmenin tek yolu gerçek demokrasidir.
Gerçek demokrasinin tek yolu seçimdir." (Orhan Uğuroğlu'nun "Gerçek demokrasi için tek yolu seçim" başlıklı yazısı. 29.10.2020, Yeniçağ Gazetesi)
3- "Paris Komünü, işçi sınıfı mücadelesi tarihindeki en ilham verici ve büyük mücadelelerden biridir. Komün deneyimi bize, işçilerin hakları için verilen mücadelenin gerçek demokrasi ile yakından bağlı olduğunu gösterir."
(Dave Hayes'in "Gerçek demokrasi nedir?" başlıklı yazısı. marksist.org isimli internet sitesinden)
Doğrudan siyaseti ilgilendiren ve doğrudan siyasetçiler eliyle başlatılıp yine doğrudan siyasete hizmet eden bu kalıplar çoğaltılabilir. Ayrıca doğrudan siyaseti ilgilendimese ve yine doğrudan siyasetçiler tarafından başlatılmasa da doğrudan siyasete hizmet eden "gerçek ... bu değil" kalıplarımız da bulunuyor.
Mesela Çin virüsü münasebetiyle daha bir hararetle gündeme gelen "gerçek tıp bu değil" ve yine bozuk tarih algımız vesilesiyle artık değişmez bir klişe olarak dilimize giren "gerçek tarih bu değil" vs. vs.
Bunları çoğaltabiliriz. Zannediyorum bu kadarı meramımızı anlatmaya kifayet edecektir.
Herşeyin başına "gerçek" kelimesini eklemek, baştan yalan olduğunu kabullenmek anlamına gelir mi? Her zaman olmasa da galiba çoğu zaman gelir.
Bu kalıp genellikle tartışmaya katılmaya ehliyeti olmayanlarca, yahut da yazıdaki boşlukları bağlamak amacıyla kullanılıyor. Ama esasen tartışmanın kalitesini düşürmek niyetiyle tercih ediliyor.
İlk defa ne zaman ve kim kullandı henüz tespit edemedim ama "gerçek ... bu değil" kalıbı kapsamını genişleterek daha uzun yıllar kullanımda kalacağa benziyor...