Unutulmuş kelimelerde bu sefer, yalnızca unutulmuş bir kelimeyi değil ama aynı zamanda kaybolan bir tavrı ağırlıyoruz: nâzenîn.
Şemseddin Sami Bey üstadımız kelimeyi şöyle tanımlıyor:
"nâzenîn: 1. cilveli, nazlı, işve-kâr. 2. pek kıymetli olup nâz ve nimetle alıştırılmış, şımarık: nâzenînim. 3. [makâm-ı istihfâfta] maruf, âşinâ, ma'hûd: o nâzenînim de sallana sallana gelmiş. tarîk-ı nâzenîn = Bektâşi tarîkatı."
"Kenarın dilberi nazik de olsa nâzenîn olmaz" diye hoş bir sözümüz vardı. Taşranın her tarafa egemen olduğu günümüzde kenarın dilberlerinden uzak, nâzenîn bir yaşam sürmenizi dilerim...