21 Mayıs 2021 Cuma

TAMAH

0


Unutulmuş kelimelerin bugünkü misafiri: tamah. 

Tosuncuk, sanal para vurguncusu, onlardan önce Sülün Osman ve diğerlerinin ortak özelliği dolandırıcılıktır. Milletimizin bir anda zengin olma hevesini kendi çıkarlarına kullanmışlardır. 

Dolandırılma hadiselerinin nesilden nesile cereyan etmesi bende şu düşünceyi oluşturdu. Milletimiz yine unuttuğu bir kelimenin kurbanı oldu: Tamah. 

Sondaki "h" harfinin alfabe değişikliği sonrasında eklendiğini düşünüyorum. Çünkü eski harflerle yazılan metinlerde tama‘ şeklinde geçiyor. Yine de emin değilim, eski harfle "tamah" şeklinde yazılışına rast geldiyseniz haber veriniz. Bu bölümü derhâl düzeltirim.

Gelelim günün kelimesinin kökenine. Tama‘ sözcüğü Arapça kökenli olmakla beraber tama‘-kâr olarak sıfat şekline sokma işini Farisiler yapmıştır. Türkler de bu kelimeyi kullanmaktan imtina etmemişler, böylece eskilerin "elsine-i selâse" dedikleri üç dil biraraya gelmiştir. 

Şemseddin Sami Kâmûs-ı Türkî'de şöyle açıklıyor tamah kelimesini:

"tama‘: doymazlık, çok arzu etme, hırs, açgözlülük: tama‘ etmek = çok hırs ve arzu ile istemek, açgözlülük göstermek. şöhret ve şân tama‘ı = hırs-ı câh."

Aynı kaynaktan bir de tamahkâr sözcüğüne bakalım: 

"tama‘-kâr: 1. hırs ve tama‘ eden, açgözlü, doymaz: tama‘kâr adam. 2. mal ve nakdi çok seven, bahil, harîs." 

Tamah etmeyen, tamahkârlıktan uzak bir ömür temenni ederim. Bir başka unutulmuş kelimemizde buluşmak dileğiyle... 


Author Image

Fırat Kazganoğlu
Meçhul bir zamanda doğdu. Muammaya müptela

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder